26 Nisan 2008 Cumartesi

NİSA CİVCİVİMİZ....

Geçen hafta Samsun'dan gelen halamız, Nehir pazarda civcivleri görüp çok sevince bitanesini almış hediye olarak. Adını Nisa koydu, Nisa'ya babamız daha büyük bir kutu hazırladı suyunu ve yemini koyduk içine. Durmadan öten civcivimiz 2 gün önce ötmez oldu, saatler geçtikçe hareket de etmez oldu.
Nehir anladı tabi bir terslik olduğunu. Daha önce onu çok uyarmıştım eline alma diye ama çok sevdiği için dayanamıyordu alıyordu eline. Şimdi Firuz'dan öğrendim ki civcivler kesinlikle ele alınmamalıymış :(
Anne hasta civcivim dedi ve hüzün çökmeye başladı yüzüne, artık Nisa ayaklarının üstünde bile duramıyordu can çekişiyordu. Nehir ağlamaya başladı ve onu susturamadım. Ne yapacağımı bilemedim ama kandırmamam gerektiğini de biliyordum. O çok hasta kızım ölecek dedim. Hiç susmadı en sonunda dayanamadık ağlamasına, bir şekilde onu oyaladık ve babaannemiz sakladı kutuyu.
Öldü dedim. Ne zaman öleceğimiz belli değil, ölüm kavramıyla bir hayvan vesilesiyle tanışması daha iyi olur diye düşündüm ve kandırmadım onu. Bahçeye indirdim, buraya gömdük işte dedim, hala durmadan ağlıyordu, bahçeden dakikalarca çiçek toplayıp koydu toprağa, vedalaştı Nisasıyla. Yeni civciv alırız dedi yakınlarımız ama ben buna karşı çıktım, ve bugün internette bulduğum bir yazıyı okuyunca doğru hareket ettiğimi farkettim:
Evcil bir hayvanın ölümü, ölüm kavramını çocuğa açıklamak için iyi bir fırsat olabilir. Çocuğun yaşadığı duygular saygıyla karşılanmalı, tüm aile üzüntüsünü dile getirerek bir tören içerisinde hayvan evden uzaklaştırılmalıdır. Hemen yeni bir hayvan alınmayarak çocuğun kavramları geliştirmesine olanak sağlanmalı ve anı anlamına gelecek ritüel bir davranışa izin verilmeli, hatta teşvik edilmelidir.

Bunlar da anneannemizin daha önceden aldığı balıklar, Nehir'in gözbebekleri :) Onlara bizim isimlerimizi vermiş. İki japon balığı biziz, yani anne ve baba. Küçük siyah olan ise Nehir..
Onlar da çok uzun süre yaşamayacak şüphesiz, ama civcivin acısını atlatmadan birşey olmaz inşallah... _Saniye_


10 yorum:

Sinem dedi ki...

Saniye'ciğim bir anne içgüdüsü ile ne kadar da doğru hareket etmişsin. Ölüm kavramı ile bir hayvan vasıtası ile tanışıp, bunu sindirmesi onun için daha kolay olacaktır. Yakında toparlanır merak etme. Ayrıca bu olay ile sevginin bile incitebileceği gerçeğini de bilinçaltında bir yerlere atmıştır eminim.

dostkokusu dedi ki...

Evet haklısın Sinem, yaşayarak öğrenecek herşeyi...

Adsız dedi ki...

canım yaa nelerde yaşanmış burnumuzun dibinde başınız saolsun allah balıklara uzun ömürler versin:) şaka bir yana gerçekten çok etkileniyo çocuklar hayvan ölümlerinden büyük kızım küçükken balık almıştık ama kısa sürede ölür nasılsa anlatırız falan diye düşünmüştüm ama o balık tek başına 3 sene yaşadıki çok görülen bir şey değil yani..yaşlılıktan ölüncede artık kızım büyümüştü zaten:)) nehirciği öpüyorum

dostkokusu dedi ki...

2 günde bile bu kadar bağlanmışken, 1 ay sonra ölse napardık bilmiyorum Beste :S
Şimdi balıkların civciv krizini tam olarak atlatmadan ölmemelerini diliyorum sadece.. Sizin balık gerçekten uzun yaşamış, bunun bir sırrı varsa anneme bir ara anlatsan :P

Adsız dedi ki...

annene ayrıyetten anlatırım ama burdada hafiften geçeyim:) akvaryumunuzun yada fanusunuzun boyutları nasıl bilemiyorum ama bizimki yuvarlak normal boy bir fanustu ve oboydakilere tek balık olması gerekiyomuş.sudaki oksijen tek balığa yetiyormuş.ondan sanırım bizimki tekti uzuuuuun uzuuun yaşadı.ama büyükse biraz 2-3 tane yaşar heralde..yada eğer olduya ölürse hemen onu atıp nehir görmeden benzerinden alın derim:)) zaten ölecek olan balık yan yatar:)) yamazda suyun dibinden çıkmaz pek..aman bendede ne çok bilgi varmış açıldım coştum valla:)) neyse sevgiler sizeee..

Flame dedi ki...

Saniye; özellikle çocuklar çok etkileniyor bu tür olaylardan. Ama çabuk atlatır merak etme. Geçmiş olsun tekrar, sevgiler...

dostkokusu dedi ki...

ufak boy akvaryum bizimkisi, motoru var o yüzden oksijen sorunu yok. 3 balığa annem günde 6 adet yem atıyor, ben bir balığa günde 1 tane atılır diye biliyorum, o yüzden fazla yemekten ölürler mi acaba diye endişeleniyorum.
Verdiğin bilgiler için teşekkür ederim ;-)

dostkokusu dedi ki...

Teşekkürler Alev, yanında ağzımızdan yanlışlıka civciv ya da kuş kelimeleri çıkacak diye dikkatli konuşur olduk. Ama dediğin gibi atlattı sayılır, en azından aklına gelince ağlamıyor artık.

Adsız dedi ki...

amann emine teyzem sen naapıyonnnn..günde bir sefer 2 tane yem yetiyo bunlara..fazla yemektende ölüyolar.çünki balıkların doymak diye bir sistemleri yokmuş bir paket yemi bile atsan yiyolar ve şişip suyun üstüne çıkıyolar:)) çok yani bu yemler..cömert anacımm bu emine teyze size 6 deyip içine sinmiyodur onun aç bunlar diye atıyodur biraz daha:)) ben söyleyim bi ara..sevgilerr

dostkokusu dedi ki...

Sayende uykum açıldı gülmekten Beste :)
Ben de şüpheleniyorum zaten, ben tabağımı bitirdim diye nasıl doymadım zannedip sürekli tabağı yeniden dolduruyorsa balıkları da yemlerini bitiriyorlar diye sürekli besliyor olabilir :))


small business home business
Dostluğun kolları birbirimizi dünyanın bir ucundan bir ucuna kucaklayabilecek kadar uzundur

MONTAİGNE